sizin hiç babanız öldü mü

fyodorwell
olağanüstü bir cemal süreya şiiridir. türkçe'nin tatlı mucizelerinden sadece bir tanesidir. bu dünyadan göçmüş bütün babaların ardından söylenen bir ağıt niteliğindedir.

"Sizin hiç babanız öldü mü?
Benim bir kere öldü kör oldum
Yıkadılar aldılar götürdüler
Babamdan ummazdım bunu kör oldum
Siz hiç hamama gittiniz mi?
Ben gittim lambanın biri söndü
Gözümün biri söndü kör oldum
Tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak
Şöylelemesine maviydi kör oldum
Taşlara gelince hamam taşlarına
Taşlar pırıl pırıldı ayna gibiydi
Taşlarda yüzümün yarısını gördüm
Bir şey gibiydi bir şey gibi kötü
Yüzümden ummazdım bunu kör oldum
Siz hiç sabunluyken ağladınız mı?"
besiktas
baba benim için değişik bir durumda. 6 yaşımdan beridir annemle yaşıyorum. hic de eksikliğini çekmedim. yanlış anlaşılmasın harika bir çocukluğum/hayatım olmadı ama hiçbir düşüşümde babam yanımda olsaydı daha kolay kalkardim diye isyan etmedim. bu biraz da huyum sayesinde oldu sanırım. bulunduğum duruma çok kolay alısirim. evet, benim babam hiç ölmedi ama bu demek değil ki yaşıyor
edit:imla
prometheus
Beni hüzünlendiren şiir. Her gördüğümde sol yanımda eksikliğini hissettiğimdir. Geri dönmesini falan da geçtim keşke son dakikalarında yanında olabilseydim. Hayatımın en büyük pişmanlığıdir üniversite yıllarım.
Kör olursun, kimsesiz olursun...
Hayat tecrübelerinden faydalanamazsin, askere gidersin yemin töreninde yoktur, askerden gelirsin evde hoş geldin diyen bir büyük yoktur askerde cavusluk yaparsın - büyük bir olay olduğundan değil ama- yine de bununla övunecek kimseyi bulamazsın. Paran biter koşup rahatlıkla isteyecek birini bulamazsın. Gece sigaran biter gizlice paketinden așıramazsın. İşsiz kaldığın dönemlerde sigara içtiğini bildiğinden hiç veremese bile sigara paranı verenin de yoktur... Kimsesiz kalırsın...